top of page

AHÄ°LÄ°KTEN NEOLÄ°BERALÄ°ZME: SADECE MAMON’A!

  • Facebook
  • Twitter
  • LinkedIn

Ne oldu da böyle oldu? Toplum olarak tahkiyeyi pek sevdiÄŸimizden soru kalıplarımız da hikayelemeye bürünüyor. Ne olacak bu memleketin hali? Bizim memleketin hali, evin yaramaz çocuÄŸunun haline benziyor. Zeki, azıcık çalışsa bütün notları pekiyi olacak fakat hiç söz dinlemiyor. Ne yapacağız bu çocuÄŸu, bilemiyoruz. En iyisi yatılı okula göndermeli, yaban elde uslanır. Yazın sanayide veririz bir ustanın yanına, hayatın tozpembesini gözünden siler. En olmadı, askere gidince sivrisi törpülenir. O da olmazsa evlenince bir hal olur…

 

Peki ne oldu da böyle oldu?

 

Ne zaman ki bizi biz yapan deÄŸerlerimizi pasta payına indirgedik, bütün film koptu ve domino etkisi halen devam ediyor.

 

Ä°slam, iman, ahlak, irade, akıl, burhan, irfan… Tespihin dâneleri gibi dağıldı.

 

Ahlaklı olmak, Ä°slam’ın ideali ve Hz.Peygamber (s.a.v.)’in manevi ÅŸahsiyetinde realitesiydi. Fakat ahlakın Ä°slamla bağını koparıp bir toplum mühendisliÄŸi deneyimine, yani ahlakçılığa indirgedik. Ahlak hep, diÄŸerinin aldığı ama bizim –güya- ihtiyaç duymadığımız seçmeli dersti. Ahlakı toplumsal ÅŸuur boyutuna bir türlü çıkaramadık. Ne zaman çıkarmaya teÅŸebbüs etsek hemen kırk bohçaya sarıp üzerinde tütsü yaktık. Öyle ki ahlaksızlığa ahlaksızlık deyince kimsenin yüzü düÅŸmedi; kimse ‘’acaba?’’diyerek nefs tezkiyesine giriÅŸmedi. Ahlaki yoksunluk kimsenin yüreÄŸini kanatmadı, iÅŸtahını bozmadı, uykularını kaçırmadı.

 

Akıllı olmak, insan olmanın ve yaratıcıyla baÄŸ kurabilmenin yegane imkanıydı. Fakat biz akıllı olmanın Ä°slamla bağını koparıp kurnazlık, çakallık ve dalkavukluk ÅŸeklinde uzadıya giden alçakça hallerin kotarılmış onuru ÅŸeklinde deÄŸerlendirdik. Gerçek anlamda akıllı davranmak, sinsilik ve çakallık kadar deÄŸer görmedi. Aklı söküp atamazdınız. Akıl için de bir mizansen kurmak gerekti. Aklın marifeti artık akılcılıkla yorumlanmalıydı. Ne kadar çok akıl söylemi üretirseniz, o kadar çok akılcı ve dolayısıyla akıllı(?) olurdunuz.

 

Ä°radeli olmak hayatı ve imtihanı anlamlı kılan yegane özellikti. Maalesef iradesizlikten iradeli olmaya alternatif bile üretemedik. Ä°rade vardı fakat yoktu. Yani nerede olduÄŸu belli deÄŸildi. Ä°slam, insanlık, medeniyet ÅŸeklindeki baÅŸlıca evrensel deÄŸerler söz konusu olunca ne hikmetse yapacağımız fedakarlık hep kısıtlıydı. Ama paramız hesaplar arasında tıkırındaydı; dolarlar, eurolar, bitcoinler, altınlar, ÅŸunlar bunlar… Ne hikmetse neredeyse bütün yetiÅŸkinler ekonomist oldu. Mahallesindeki imamın adını bilmeyenler, kıtalar ötesindeki Elan Musk’un gündemini ezberliyorlardı. Sahi, bu aldığınız kaçıncı araba, kaçıncı ev, kaçıncı telefon, kaçıncı? Tabi bütün bunlar meydana gelirken irademiz olmadığı için her ÅŸeyle asistanlarımız ilgileniyordu. Ä°ÅŸte, güçte, evde, her yerde sabahtan akÅŸama kurları, listeleri, hesapları takip etmek neticede zaman ayırmak istiyordu; dikkat istiyordu; önem vermek gerekiyordu. Bir de iradesiz olunca bu kadar yoÄŸun bir süreci tek başına takip edebilmek gerçekten zordu. Ne yapalım. Allah bizi iradeli yaratmamış. Bundan dolayıdır, rüzgar nereden eserse oraya savruluÅŸumuz.

 

Hani biz tahkiyeyi severiz ya. Hikayeleyerek bitirelim sözü o vakit… Piyasa kötüleÅŸiyordu. Her ÅŸeye her gün zam geliyordu. Türk Lirası deÄŸer kaybediyordu. Bütün suç doların yükseliÅŸinde; dolayısıyla iç piyasada faiz oranlarının düÅŸürülmesinde idi. Ülkemizi karanlık günler bekliyordu. Tabi bu süreçte herkes elinde avucunda ne varsa altına, dolara, euroya yaslıyor; kazancına kazanç katıyordu. Türk Lirası kaybediyor, bazı Türkiye Cumhuriyeti vatandaÅŸları kazanıyordu. Hayatta tek ülküsü, derdi, motivasyonu ‘’mamon’’ olanlar, alternatif ekonomik kalkınma planı önermek varken devlet idealine kılıç çekiyorlardı. Ne için? Mamon için! Para! Daha çok para! Yapılan saÄŸduyu çaÄŸrısına verilen cevap da ibretlikti tabi:’’Ey Musa! Sen ve Rabbin gidin savaşın!’’ tavında… Siz mücadele edeceksiniz, bu sizin sorumluluÄŸunuzda. Biz var olan konforumuzu bozamayız. Ellerimiz narindir, taşın altı için uygun deÄŸil.

Bütün krizin müsebbibi dolar bir anda düÅŸüverdi. Yurdumun bütün vatandaÅŸları hep bir ağızdan ‘’indirimleri bekliyoruz’’ diyor, haklı olarak. Zamansız peÅŸi peÅŸine gelen zamları doların düzenli olarak yükselmesine baÄŸlayan piyasa, dolar düÅŸmesine raÄŸmen halen daha kararsız görünüyor. Okyanus ötesinden, Kıta Avrupası’ndan veya Asya’dan gelecek hamleleri bekliyorlar galiba. Son kozları ise halen zulada bekliyor. Devlet ‘’zamları düÅŸürün’’ diye baskı yapar, stokçuya ceza keserse o zaman biz de desteÄŸi geri çekmekle veya daha çok köstek olmakla tehdit ederiz… Bizim ahlaklı, akıllı ve iradeli iÅŸ insanlarımız her zaman devlet idealini, vatandaşın menfaatini dert edinmiÅŸlerdir…... Onlar hiç Mamon’a tapınmak gibi bir ÅŸirke düÅŸerler mi, ülkümüze kazık atmak gibi galiz bir hata yaparlar mı hiç?...... AÅŸk olsun…….. Candır onlar can…….

 

Ana Haber Bülteni Sok Dakika Haberi

 

‘’Ä°NDÄ°RÄ°MLER BAÅžLADI, ZAMLAR GERÄ° ÇEKÄ°LÄ°YOR’’…

 

Bakalım, hangi akÅŸamın mehtabında yankılanacak bu manÅŸet, göreceÄŸiz… Bekliyoruz.

  • Facebook
  • Twitter
  • LinkedIn
bottom of page