top of page
650x344-ramazan-ne-zaman-basliyor-orucun-ilk-gunu-ne-zaman-diyanet-ile-ramazan-ayi-baslang

ANLAM ARAYIÅžIMIZ VE RAMAZAN

Rahmet ve mağfiret iklimi Ramazan ayı

geldi ve geçiyor. Covid-19 salgınının tüm küreyi kasıp kavurduÄŸu, imtihanımızı ceza deÄŸil bir ayet, delil ve ibret ÅŸeklinde anlayıp iyi veya kötü her durumda iman ve sabırla yaÅŸamamız gereken ÅŸu zamanda, Ramazan ayı adeta imdat çaÄŸrısına verilen ilahi bir cevap gibi hayatımızı kuÅŸatmış bulunmakta. Öte yandan yetkili kurumlarca ülke çapında alınan tedbirler kapsamında kamu alanlarına getirilen kısıtlamayla birlikte camilerde devam eden cami odaklı din hizmetlerine de birtakım yeni düzenlemeler getirildi. BeÅŸ vakit, Cuma ve Teravih namazlarının cemaatle kılınması kısıtlanınca içimizi bir hüzün kapladı. Cemaatle namaz ve ilahi huzurda birlikte el açıp Hakk Teâlâ’ya yakarışla adeta hayat bulduÄŸumuz, tazelendiÄŸimiz, iman ve dayanışma bütünlüÄŸünü idrak ettiÄŸimiz imkâna, kalbimizin derinliÄŸinde kaynayan bir özlem biriktiriyoruz. Bu süreçte dua, sabır ve ümidimizi sürekli tazelememiz lazım ki ruhlarımız sükûnet bulsun.

 

Ramazan ne anlama geliyor ve bizim için ne ifade ediyor?

 

Toplumsal hafızamızdan günlük yaÅŸama giren kavramlar dil, toplum ve tarih bakiyesine sahip olup belirli bir yaÅŸanmışlığı ve manayı ihtiva etmektedir. Ä°nanç ve kültür bakiyemizden yaÅŸantımıza giren kavramlar da aynı ÅŸekilde bir yaÅŸanmışlığa ve mana çevrenine sahiptir. DiÄŸer bir deyiÅŸle dil ve kültürün birbirini senkronize ettiÄŸi devinimde kavramlar, tarih boyunca yaÅŸamış toplumların hadisata bakışını hem etkilemiÅŸ hem de beslenmiÅŸtir. Ä°ÅŸte inanç ve ibadet hayatımızda yer alan kritik kavramlardan biri olan Ramazan’ın, vahyin nazil olduÄŸu toplumsal vasat baÄŸlamında kazandığı ve daha sonra Müslümanların medeniyet tecrübesine mâl olduÄŸu bir anlam serüveni vardır. Geliniz, hep birlikte ömrümüze her sene baharın enfes kokusunu, güneÅŸin aydınlığını ve âlemin enginliÄŸini getiren ayın adı olan Ramazan kavramının ne anlama geldiÄŸini inceleyelim.

 

Ramazan kelimesi sözlükte üç mana boyutuyla karşımıza çıkıyor.

 

Birincisi, ramazan kelimesi Arapçada ‘’ramad’’ kökünden gelir ki, yani güneÅŸin fazla kızışması, yakması, güneÅŸ ısısının ÅŸiddeti ve kızgın toprak gibi anlamları muhtevidir. Dilin günlük yaÅŸamda kullanımında ise ‘’Koyun sürüsü kızgın güneÅŸin altında otladı, dolayısıyla ciÄŸerleri susuzluktan kurudu’’ ve ‘’Falan kiÅŸi kızgın güneÅŸin altında geyik avlamaktadır’’ ÅŸeklinde bir anlam fomülasyonuna sahiptir (Rağıb el-Ä°sfehani, el-Müfredat Fi Arabiyyeti’l-Kur’an, md.’’r-m-d’’).

 

Kızgın zeminde tüm uzuvlarıyla kavrulana kadar yürümek nasıl ki insanı etkiliyor ve deÄŸiÅŸtiriyorsa aynı ÅŸekilde ramazanın ışığı, sıcaklığı ve aydınlığı altında insan gafletini kızartıyor, günahlarını yakıyor ve nefsini ilmek ilmek iÅŸlemeye hazır hale getiriyor. Hepimiz evlerimize yeni bir eÅŸya aldığımızda, onu eve getirmeden yerini temizler ve düzenleriz ki yeni eÅŸya adeta içinde bulunduÄŸu ortamı da yenilesin, ferahlık katsın. Yahut hayatta yepyeni bir sayfa açarken, geçmiÅŸe dönüp bir ÅŸeyleri gözden geçirir ve kararlarımızı revize ederiz. Zira isteriz ki açılan yeni sayfada geçmiÅŸin kötü izleri tekrar ortaya çıkmasın, berraklığı dağıtmasın ve umudu kırmasın. Yoksa fi tarihinde başımıza gelen kötü bir ÅŸeyin etkisi tam da iÅŸlerimizi yoluna koyacağımız zamanda karşımıza çıkar ve bütün gayretimiz darmaduman olur. Bir türlü müspet bir baÅŸlangıç yapamayız. Zira geçmiÅŸte yaÅŸadığımız olumsuzluklardan arınmadığımız sürece yeni bir baÅŸlangıç yapabilmemiz pek de mümkün olmayabilir. Ä°ÅŸte Ramazan, hayata yeniden tutunmanın ve kayıpları telafi ederek tamam olmanın ayı ve adıdır. Ä°lahi aÅŸkın ateÅŸinde tövbe ve istiÄŸfarla günahları yakarak kötülüÄŸün esaretinden kurtulmanın tam zamanıdır. GüneÅŸin yakıcı sıcaklığını baÄŸrımızda hissettiÄŸimiz gibi ilahi inayetin kalbimizden tüm uzuvlarımıza kaynayarak yayılması ve damarlarımızda dolaÅŸan ÅŸeytana dünyanın kaç bucak olduÄŸunu belletmesiyle ruhumuz özgürleÅŸecek ve aydınlanacaktır. Günahın ve kötülüÄŸün esaretinden âzâde olan nefis, iÅŸte o vakit Kur’an’ın ve Sünnet’in yüce mesajlarını daha güçlü kavrayıp yaÅŸamı bu iki deÄŸere göre daha pratik ÅŸekilde tanzim edebilme imkânına kavuÅŸacaktır.

 

Ä°kincisi, Ä°mam Halil’den nakledildiÄŸine göre ramazan kelimesi, yaz mevsiminin sonunda ve güz mevsiminin başında yaÄŸan, toprağı kir ve tozdan temizleyen yaÄŸmur anlamına gelen ‘’ramda’’ kelimesinden alınmadır (Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır, Hak Dili Kur’an Dili, Bakara 2/185).

 

Nasıl ki bu yaÄŸmur toprağı kir ve tozdan arındırıyorsa ramazan ayı da günahtan kurtulmaya ve ruhunu nefsanî arzu ve isteklerin esaretinden özgürleÅŸtirmeye azmetmiÅŸ, karar kılmış ve yola çıkmış kiÅŸi için iÅŸleri daha da kolaylaÅŸtıran, mümkün hale getiren bir atmosferdir. Yeter ki insan, ramazan ayının bu ulvi atmosferi içine girsin ve kulluÄŸun onurlu eylemleriyle hayatına öz katmaya gayret etsin. Uçsuz bucaksız toprağın baÄŸrına tohum atıp envai çeÅŸit meyve ve sebzeyi temin etmek için mevsimini bekleriz. Bekleriz ki baharda filiz veren meyveyi vaktinde, veriminde ve bereketinde toplayalım. Yahut zemheri kışın kavurucu soÄŸuÄŸunda yeÅŸillenen bitkileri vaktinde toplayıp istifade edelim. Bazen bin bir çaba ve çalışma sonucunda herhangi bir mesleÄŸe atanmak için gerekli olan sınavları bekleriz. Mevcut sürede hazırlığımızı iyi yapmalıyız ki vakti geldiÄŸinde baÅŸarılı bir sonuç elde edelim. Zira sınav zamanı belirlidir. Kaçırma ve erteleme ihtimali yoktur. Kaçırırsak aylarca veya yıllarca yaptığımız hazırlıklar ziyan olabilir. BaÅŸa dönüp yeniden hazırlanmak ve bir sonraki sınavın vaktini beklemek durumunda kalabiliriz. Elbette insana tövbe kapısı her zaman açıktır. Allahu Teâlâ’nın adalet ve rahmeti insanı çepeçevre kuÅŸatmıştır. Bununla beraber Ramazan ayı ilahi inayetin daha yoÄŸun idrak edildiÄŸi bir zaman dilimidir. Tabiri caizse kimse pazarda bolluÄŸun, çeÅŸitliliÄŸin ve uygunluÄŸun artış gösterdiÄŸi ânı kaçırmak istemez. Ä°ÅŸte insan da arınmak ve felaha kavuÅŸmak istiyorsa Ramazan ayını kaçırmamalı, kulluÄŸun derinliÄŸini teneffüs ederek ‘’iÅŸte bu!’’ demeli, bâd-ı sabâı, beklenen baharı doyasıya idrak etmelidir. DoÄŸru zamanda, doÄŸru yerde ve doÄŸru ÅŸekilde gerçekleÅŸen bir baÅŸlangıç yahut yenilenme, insanın yüzünde yaÅŸla beraber kemale eren ömürlük çizgiler gibi kalıcı hale gelir ve adeta iman niÅŸanesi olarak parıldar.

 

Üçüncüsü, Ezherî’den nakledilen görüÅŸtür ki, ramazan kelimesi, ‘’ramadu nasla ramdan’’ kullanımında görüldüÄŸü üzere kelimenin fiilinden alınmıştır. Kılıcın namlusunu veya ok demirini inceltip keskinleÅŸtirmek için iki kaygan taÅŸ arasında koyup dövmek anlamına gelir. Ezherî, Ramazan ayına bu ismin verilmesiyle ilgili olarak, Arapların bu ayda silahlarını bileyip hazırladıklarını aktarır (Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır, Hak Dili Kur’an Dili, Bakara 2/185).

 

Nasıl ki iki kaygan taÅŸ arasında koyulup demire ÅŸekil veriliyor, inceltilip kullanıma hazır hale getiriliyorsa, ramazan ayında da nefs bir irade terbiyesine tabi tutulur. Gerek açlık ve susuzlukla gerekse de içsel muhasebe ve arınma ile kiÅŸi iradesini terbiye eder, ruhuna incelik kazandırır. Yüce hakikatleri kesin ve mutmain bir karar haliyle içselleÅŸtirebilme imkânına kavuÅŸur… Kararsızlık, belirsizlik ve iki arada bir derede hali insanı yer bitirir. Namazla felaha kavuÅŸacağımızı biliriz ama onu rutin bir düzen içinde eda edebilme hususunda tereddüt yaÅŸayabilir, yılgınlık sergileyebiliriz. Camide cemaatle namaza katılmanın bireysel ve sosyal yaÅŸantımıza güzellikler katacağını görürüz fakat meÅŸguliyetimizin yoÄŸunluÄŸu bizi bu motivasyon ortamından alıkoyabilir. Zekât ve infakla Ä°slam’ın sosyal sorumluluk bilincinin hayatımıza deÄŸer katacağını, aile, komÅŸuluk ve cemiyet iliÅŸkilerimizi güzelleÅŸtireceÄŸini, toplumda var olan sınıfsal algı ve baskılardan bu yolla kurtulabileceÄŸimizi biliriz ama maddi menfaatimizde oluÅŸabilecek muhtemel eksiklik vehmi bizi tedirgin edebilir. Oruç tutarken iÅŸlerimizi yoluna koyabilecek disiplin, düzen ve sinerjiyi kazanacağımızı ön görürüz fakat yaptığımız iÅŸte verimin düÅŸebileceÄŸine dair zan galip gelebilir. Dolayısıyla insan, ibadet ve sosyal hayatında yaÅŸadığı kararsızlık halinden ötürü kendisini ne dünya ne de ahiret iÅŸlerine tam anlamıyla veremeyebilir. Oysaki Ramazan ayı, tam da bu belirsizliÄŸi ortadan kaldırıp kiÅŸiye daha müspet, belirli ve verimli bir hayat formunu kazandıracak motivasyonla yaÅŸantımızı kuÅŸatmaktadır. Yapmamız gereken, kendimizi bu muciz ayın rahmet ve inayet iklimine bırakmaktır. Bırakın ramazan hayatınıza ince, estetik ve kalıcı rötuÅŸlar atsın. Ä°lmek ilmek hakikati iÅŸlesin. Sanatını en nadide dokunuÅŸlarıyla icra etsin.

 

Ramazan yanmak, temizlik ve netlik/keskinlik manalarıyla ömrümüzü tanzim etmek üzereyken, kâinatta deveran eden bu ilahi seremoniye gönüllü katılalım. Gökte kandiller ÅŸahit olsun inkiÅŸâfımıza. Yerde bülbüller lâl olsun irtifâmıza. Yer ve gök arasında bereket sofraları kurulsun, âb-ı hayat ÅŸerbetiyle semiren canlar rızâ ile dolsun, dua ile âbâd olsun eller. Kırılsın esaret zincirleri. DünyevileÅŸmenin, tamahın ve hırsın kıskacından bir çırpıda kurtulsun yürekler. Fıtratından kulluk taÅŸan insanlık, yerde sıkıştığı dört zindanından: küreselleÅŸmeden, kapitalizmden, liberalizmden ve pozitivizmden prangalarını kırıp oluk oluk dağılsın yeryüzüne. DöktüÄŸü kanı silsin, bozduÄŸu nizamı inÅŸa etsin. Dünyanın her gözeneÄŸinde vicdanın sesine irkilip ses veren gönüller, Ä°slam’ın ve Ramazan’ın insicâmına hayran kalsın, eÅŸlik etsin. Hz. Peygamber (s.a.v.)’in tüm asırlara sinen nadide müjdesini, sünnetini, misyonunu yüz bin yıllık mesafeden yayılan misk ve amber kokusu gibi alsın, dolsun sineler. Ä°manla teskin olsun, imanla aÅŸka gelsin, evrilse de çevrilse de Allah’ı bulsun kalpler.

 

Ömür Ramazanla yansın, temizlensin ve keskinlik kazansın.

 

Hayırlı Ramazanlar.

Email 

PaylaÅŸ

bottom of page