top of page
s675h04960ea5155c8f6f3c5e4d5001c81dbdd0c2cad8_.jfif

DÄ°N DÄ°LÄ°NDE BELÄ°RLEYÄ°CÄ° FAKTÖRLER:
KORKU VE ÜMÄ°T

Ne demek din dili?

Ünlü Alman filozof Martin Heidegger ‘’dil düÅŸüncenin meskenidir’’ diyor. Yani, dil bir iletiÅŸim aracı olmaktan çok daha fazla bir ÅŸeydir. Dil, tecrübe ve orijinalliÄŸe dayalı olarak geliÅŸen varoluÅŸsal bir süreçtir. Ä°lkel çaÄŸlardan günümüze beyin hacmi geniÅŸleyen türümüzün evrene verdiÄŸi en anlamlı mesaj/armaÄŸan dildir. Dil düÅŸüncenin meskenidir ve mensupları bu meskende anlam/derinlik/huzur arar-bulur. Dil, tasavvurâttaki form ve izlekleri sadece semantik ve analitikle düÅŸünceye sunmakla yetinmez. Bilakis kültürdeki canlılığı, yaÅŸanmışlığı ve etkileÅŸimi çaÄŸdan çaÄŸa taşır.

​

Din dili de , dilin dayandığı tecrübe ve orijinalliÄŸin din ve kültür baÄŸlamındaki iz düÅŸümüdür. Yani inananların dini yaÅŸayarak kültür haline getirmesi, ilahi takdir baÄŸlamında akıp giden sürece insan tekili olarak gönüllü katılması ve yaratıcının kurduÄŸu muazzam düzene karşı hayranlığın ifadesi olarak emirlerine ve yasaklarına riayet etme erdeminin kelimeden varlık alanına çıkmış hali denilebilir. DiÄŸer bir deyiÅŸle din dili inananların duygu, düÅŸünce ve yaÅŸam anlayışlarına ÅŸekil veren ana perspektif olarak da tarif edilebilir.

​

Söz-hitâb, metin-anlam, olay-olgu tasniflerini dikkate alarak, Yüce Allah’ın kelâmındaki muradını ve nasıl anlaşılabileceÄŸine dair Ä°slam kültür mirasımızdaki yöntembilim ilkelerini de dikkate alarak din dilinde belirleyici olan faktörlere bakıp kutsal kitap ve dindarlık algımızı gözden geçirmek elzemdir.

Cennet ve cehennem tasvirlerinin verildiği ayetleri nasıl okumalı, anlamalı ve yorumlamalıyız?

Gözlem ve ÅŸifahi araÅŸtırmalardan elde ettiÄŸimiz bulgulara göre muhafazakar dindarlar arasında cehennem ayetlerini tebliÄŸ etmek dindarlığı artırıcı bir etken olarak görülüyorken seküler dindarlar arasında ise cennet ayetlerini tebliÄŸ etmenin dindarlığı artıracağına dair bir kanı saptanmıştır. Bu bulgu ve saptama haredi, ortodoks ve gelenekçi teistlerde cehennem ayetlerinden etkilenme ve deist, ateist, agnostiklerin yer aldığı kültür düzeyinin dışındaki seküler dindarlarda ise cennet ayetlerinden etkilenme edimine dayanmaktadır. Her iki yönelimde tebarüz eden farklılık dine, kutsal kitaba ve din diline bakış açısından kaynaklanmaktadır. Buradaki bakış açısı tanımlayıcı bir mahiyete sahiptir. Yani iki farklı bakış iki farklı yönelime/odaÄŸa dayanmaktadır. Teistik din geleneÄŸinde ise yön yaratıcının tekliÄŸini, kudretini ve aÅŸkınlığını tasvir eden bir metafordur. Yani kul yaratıcıya yüzünü doÄŸrusal bir izleÄŸe yönelerek çevirir. Müslümanların sadece Kabe’ye yönelerek namaz kılmasını hatırlayalım. Konumuza dönecek olursak, ‘’Peki cennet ve cehennem ayetlerine karşı lokasyonumuzu ve yönümüzü nasıl tayin edeceÄŸiz?’’ sorusunun cevabını ilk önce kutsal kitapta, akabinde ise din dilinde arayacağız.

Bir.Ä°slam’ın kurucu tecrübesi Mekke’de Allah’a ve Resul’üne iman etmelerinden ötürü sıkıntılar yaşıyorlarken, Medine’nin faklı inanç ve kültür gruplarıyla medenileÅŸme yolunda kamusal ve ahlaki müesseseleÅŸmeyi tesis ederlerken, inancın ve iyiliÄŸin hakim olması için canlarını, mallarını ve her ÅŸeylerini ortaya koyuyorlarken Allah onların ruhlarını bir nebze olsun ferahlatmak maksadıyla, inananlara ümit, inkarcılara ise korku vermek için cennet ve cehennem tasvirlerini içeren ayetleri indirmiÅŸtir.

​

Ä°ki. Allah Kur’an-ı Kerim’de yaygın olarak cennet ve cehennem tasvirlerini peÅŸi sıra vermiÅŸtir. Bu üslupta da pasajlardaki konu baÄŸlamına uygun ÅŸekilde inanlara ümit, inkarcılara ise korku verme kastı göze çarpar. TebliÄŸ ve irÅŸat faaliyetlerinde de bu hususiyetin dikkate alınması elzemdir. Cennet ve cehennem ayetlerini baÄŸlam bütünlüÄŸünden koparıp ayrı ayrı dikkate sunmak Kur’an’ın üslup ve icâzına ve bunun nebevi dönemdeki anlam-yorum tecrübesine, olay-olgu bütünlüÄŸüne aykırı bir yaklaşımdır.

 

Üç. Bireysel, toplumsal ve  politik tercihlerini hem cinslerine kabul ettirme ihtiyacı, güç ve ilgi istenci, dünyevi taleplerine harici bir delil/motivasyon bulma arzusuyla Kur’an-ı Kerim’deki haber ve vaat türündeki ayetleri yorumlamak müÅŸahhas tabiriyle, ilacı yanlış tanı ve tedavide kullanmaktır.

Dört. Kurucu tecrübeden günümüze din dili orijinalliÄŸini korumuÅŸtur/korumaktadır. Dinin ruhuna uygun ÅŸekilde yaÅŸanması/din dilinin ahengine kapılmak, dini usulüne uygun olarak anlamaya çalışmakla mümkündür. Ä°nanan bir kalpte korku ve ümit iki çekim noktası ÅŸeklinde tezahür eder. Ä°nanan Allah’tan haÅŸyetle (sevgiye dayalı derin kalbi ürpertiyle) korkar, yüzü/yönü sadece O’na dönüktür. Ä°nkar eden bir kalpte ise korku tüm kasvet ve karanlığıyla hayata dair ümidinin üzerine gölge gibi düÅŸer, yüzünü de yönünü de kaybetmiÅŸtir. Ä°man ve iyi iÅŸlerle geçen güzide bir ömür dileÄŸiyle… HoÅŸça kalın.

Email 

PaylaÅŸ

bottom of page